İlkokulda Çocuk Psikolojisi
İlkokulda çocuk psikolojisi nasıldır? Öğrenme, insanın tüm yaşamını kapsayan bir süreçtir. İlk toplumsal yaşantıya adım attıkları yer olan anaokulu döneminden sonra ilköğretime başlamak, çocuklar için yaşamlarında en önemli dönemlerden biridir. Çocuklar ilköğretime adım attıklarında farklı beklentilerle karşılaşırlar; okuma, yazma, matematik ile tanışırlar.
Okuma yazma, matematik becerisi, yaptığımız pek çok şey için temel oluşturur. Özellikle 1. sınıf bu temel becerilerin kazanıldığı bir dönemdir. Çocuklar gelişim merdiveninde farklı basamaklarda olabilirler . Dolayısıyla yapabildikleri de birbirinden farklı olacaktır. Bu durum, kıyaslamaların sıkça yapıldığı ilkokul dönemi için göz önünde bulundurulması gereken bir durumdur.
İlkokula başlama ile, ilkokulda çocuk psikolojisi değişir, yeni yer ve durumlara uyum sağlama süreci de başlar. Çocuk, okulu mekan olarak tanıyacak, öğretmenine alışacak, 40 dk lık sürelerde sırada oturup öğretmenini dinleyecek, yazı yazacak, okumayı öğrenecek, yeni arkadaşlıklar kuracak, okul kurallarını bilecek ve uygulayacak, oyun sürelerini 10 dk lık teneffüslere sığdıracak, kendi eşyalarına sahip çıkacak, bunu takip edecek, temel ihtiyaçlarını kendi başına giderecek ( tuvaletini kendi başına yapacak, anaokulunda olduğu gibi yanında bir yetişkin olmadan ), kendisine verilen ödevleri yapıp ertesi gün getirme sorumluluğunu da üstlenecek, iyi arkadaşlık ilişkileri kuracak, bir grup içinde yer alacak, akranları içerisinde ben de buradayım demenin kabul edilebilir yollarını bulacak, bireysel farklılıklarını daha iyi fark etmeye başlayacak, kendisi ile ilgili beklentileri fark edecek ve o da kendisi için çeşitli beklentiler oluşturacak, evden uzakta, anneden ayrı daha uzun bir süre karşısına çıkacaktır.
ilkokulda çocuk psikolojisi ne durumdadır?
Her çocuk bu uyum sürecinde çeşitli etkilenmeler yaşar. Ancak etkilenme dereceleri ve bunu yansıtma biçimi her çocuğa göre de değişir. O güne kadar zamanı kullanma konusunda daha esnek olunabiliyorken, artık zamanın baskısını da hissedecektir. Tüm bunlar, o güne kadarki günlük yaşantısından farklı planlamaları da beraberinde getirecektir. Günlük okul yaşantısından eve dönüşte biraz dinlenme sonunda her gün aynı saatte ders çalışma, çalışma süresi içinde kısa molalar verme, ertesi günkü hazırlıkları tamamlama önemlidir.
Gün içinde okulda öğrendikleri pekiştirilmezse bilgi kaybolur. Yapılan tekrarlar öğrenmeyi pekiştirecektir.
Arkadaşlık etkileri, ilkokulda çocuk psikolojisi açısından çocuğun sosyal yaşamındaki en önemli etkileşim alanlarıdır. Bu yaşlarda arkadaş seçiminde daha çok somut olaylar ve özellikler kriter olarak aranır. Bir arkadaş grubunda yer almak, onlara ait olmak duygusunu sağlar. Arkadaşlık ilişkilerinde ve okulda kendini gösterebilmek önemlidir. Kendini gösteremeyen çocuklar, yetersizlik ve aşağılık duyguları yaşayabilirler. Burada öğrendiği arkadaş edinebilme, bu arkadaşlığı sürdürebilme becerileri, tüm yaşamı boyunca kuracağı ilişkilerin de temelini oluşturur. Anaokul ile başlayan duyguları tanıma, anlama, ifade edebilme, kontrol edebilme becerileri önemli olduğu gibi, ilkokul yaşantısı içinde de devam eden bir süreçtir. İlişkilerinde bu özellikleri ne kadar kazanabildiği ve hayata geçirebildiği, davranışlarına ve kendini ifade biçimlerine dolayısıyla, ilişkilerine yansıyacaktır. İlköğretim yaşantısında çocuk, yaşıtları arasındaki farklılıkları daha iyi anlamaya başlar. İletişim becerileri artar. Birlikte oynama ve yardımlaşma daha da önem kazanır.
Unutulmaması gereken bir başka önemli nokta da anne-babaların kendilerini ve çocuklarını nasıl gördükleri, eğitim dünyasını nasıl algıladıkları, hem çocuktan, hem okuldan beklentileridir. Bu görüş ve beklentiler yaşam sürecini etkiler. Okul aile işbirliği, uyum döneminde son derece değerlidir. Aile, okul ile işbirliğinde aktif rol aldığında çocuğun okula karşı tutumu, olgunlaşması, benlik kavramı, davranışlar, duygusal ve sosyal gelişimi daha hızlı daha gerçekleşmekte ve olumlu gittiği görülmektedir.