Yeni Anne Olmanın Zorlukları ve Keyifleri
Anne adayları için bebek heyecanı tarifi olmayan bir duygudur. Bir taraftan büyük bir mutluluk ve heyecan yaşanırken gebelik ilerledikçe bebeğime nasıl bakacağım? yetebilecek miyim? İyi bir anne olabilecek miyim? gibi kaygılar artmaya başlar.
Bu gelgit yaşatan duygu geçişleri çok normaldir. Anne adayları bilmelidir ki tüm yeni bebek bekleyen ebeveynler aynı şeyleri hissederler ve bu yollardan geçerler.
Gebelik bir süreçtir ve gebeliğin sonunda mutlu bir şekilde bebeğinizle çekirdek aileyi oluşturacağınız yeni bir hayat serüveni sizi bekler. Son yıllarda annelerimizin deneyimleri veya yakınlarımızdan aldığımız bilgilerin yanı sıra bebek bakımı konusunda daha fazla bilinçlenmek için eğitimler alan, yayınlar okuyan anne adayları bebeklerinin dünyaya gelmesini daha donanımlı şekilde beklerler.
Anne olduktan sonra kazanılan deneyimler günden güne artar. Kafamızda yüzlerce soru ile güne başlayıp günü öyle tamamlarız.
Hele ilk günlerde bebeğim doyuyor mu? Bebeğimin altını doğru değiştirebiliyor muyum? Gazı mı var? Nasıl banyo yaptıracağım? Ya düşürürsem? Ateşi mi var? Üşüyor mu? Göbek bağı ne zaman düşecek? Uyurken nefes alabiliyor mu? gibi zihnimizde türlü türlü düşüncelere engel olamayız. Böyle düşünmemiz çok normaldir çünkü bir bebeğin sorumluluğunu almak ve ona en iyi şekilde bakabilme düşüncesi bize böyle hissettirebilir. Bu süreçte her türlü yardımı annelerimizden, yakınlarımızdan almaktan çekinmeyeceğiz. Merak ettiklerimizi soracağız. Bebeğimizi gözlemleyeceğiz. Ona sevgimizi göstereceğiz, güzel sözlerle aramızdaki bağı arttıracağız. Bu sayede günden güne deneyimlenecek ve artık bebeğimizin dilini anlayacak kıvama geleceğiz.
Unutulmamalıdır ki bebekler mucizevi varlıklardır. Anneliğe ilk adımla birlikte hiçbir şey bilmediğinizi düşünseniz dahi annelik içgüdüleri sizi doğru şekilde davranmaya ve hareket etmeye yönlendirecektir.
İşte Bebeğimle İlk Günlerim;
Bebeğimiz sağlıkla doğdu. Tarif edilemez duygular yaşanıyor bütün ailede. İçimizde büyüttüğümüz ama neye benzediğini bilmediğimiz bebeğimiz bütün güzelliği ve mis kokusuyla koynumuzda. O kadar küçük ki önce tutmayı, sonra nasıl doğru emzirebileceğimizi, altını ne kadar sürede bir değiştireceğimizi bebek hemşirelerinden öğrenmeye çalışıyoruz. 1-2 günün ardından artık hastane süreçlerini sağlıkla ve rahat bir şekilde tamamladık ve artık evdeyiz.
Emzirme ve yeni doğan bebek bakımı özellikle ilk kez anne olanlar için başlangıçta zorlayıcı gelebilir. Hatta gebelik sürecinde kendimizce bebek bakımı konusunda edindiğimiz donanımlar ve kafamızdaki bilgilerin hepsi sanki yok olmuş gibi düşünülebilir. Sakin olun bu süreçte yine en büyük destekçimiz annelerimiz veya yakınlarımızın deneyimleri ve destekleri olacaktır.
Emzirmenin Büyüsü
Emzirme hem bebek hem de anne için çok özel anlardır. Anne ve bebek adeta büyülü zamanlar yaşar. Başlarda emzirme için doğru pozisyonu bulma, bebeğin memeyi doğru şekilde ağzına alması biraz uğraştırabilir. Hiç merak etmeyin 1-2 deneyimden sonra anne de bebek de bu güzel deneyimi öğrenir.
Anne bebeğini düşündükçe, anne ile bebek arasında ten tene temas ile o duygusal bağ kuruldukça emzirme çok daha keyifli, mutlu ve eşsiz zamanlara dönüşür.
Bebekler doğduktan çok kısa bir süre sonra annesinin memesiyle buluşturulur. Bebekler emme refleksiyle doğar. Dil dudak ve damak koordinasyonu ile emmeye çalışırlar. Bebek emdikçe annedeki süt bezleri daha aktif hale gelir. Bu koordinasyonu sağlamak bebek için kolay değildir. Ancak bebekler emerken çok çabuk yorulabilir ve memede uyuya kalabilir. Bu çok normaldir. Çene altını veya ayaklarının altını hafifçe okşamak bebeğin yeniden emmesini sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki yeni doğan bir bebeğin günün yaklaşık 16-18 saatini uykuda geçirir. Bebekler ağlayarak ihtiyaçlarını söylerler. Eğer bebek ağlamadan uyuyorsa sarılığı da yoksa doymuş demektir sarılığı olan bebekte uyku hali olacağı unutulmamalıdır. Yeni doğan sürecinde bebekler uyuyorsa dahi uyandırılarak gündüz 2 gece 3 saatte bir mutlaka emzirilmelidir. Ağlıyor ise bezi mi kirli diye kontrol edildikten sonra acıkmış olabileceği düşünülerek her istediğinde anne memesi ile buluşturulmalıdır.
Emzirmek anneler için ilk günlerde çok kolay olmaz. Bir taraftan uğraşırken Bebek memeyi doğru alabiliyor mu? Yeteri kadar süt içebiliyor mu? Beslenebiliyor mu? Aç mı kalıyor? gibi bir sürü soru geçer kafalardan.
Aslında tüm bu soruların yanıtı bebeğin 3. gün kontrolünde çocuk hekimi tarafından yanıtlandırılır. Günde 7-8 bez (çiş/kaka) değiştiriliyorsa, tartıda 15 gram ve üzeri kilo alımı varsa bebek huzursuz değilse bebeğiniz iyi emiyor demektir. Bebek bu kısa sürede iyi beslenemediyse de telaşa kapılmayın çocuk hekiminiz veya bebek hemşireniz sütünüzü sağmanızı gerektiğini anlatacak gerekirse formül mama reçete ederek bebeğinizin güzel şekilde gelişmesi ve büyümesi için reçetesini verecektir.
Bebeğin emzirilmesi sırasında bebek memeyi iyi kavrayamıyorsa ve sütünü iyi çekemiyorsa annenin memesinde süt birikebilir. Biriken sütün pompa ile çekilmesi ve boşaltılması gerekir. Memede kalan süt mastit denilen meme dokusunda iltihaplanmaya neden olabilir. Meme ucu yaraları, şişlik, kızarıklık ve ağrı görülebilir. Böyle bir durumda öncelikle bebek hemşirelerinden destek alarak meme masajı yapılmalıdır eğer problem çözülemezse genel cerrah tarafından anneye tedavi verilmelidir.
Göbek Bağı Bakımı
Gebelik süresince anne ile bebek arasında bir bağ olan göbek bağı doğum sırasında kesilir. Bebeklerin göbek bağı 3-10 gün içerisinde kendiliğinden düşer. Göbek bağının düşmesi için herhangi bir uygulama yapılmaz. Göbek bağı hissiz bir bölgedir. Değdiğinizde bebeğin canı acımaz. Göbek bağı düşene kadar dikkat edilecek şey o bölgenin kuru tutulmasıdır. Nemli veya ıslak kalması çevresinde enfeksiyonlara neden olabilir. Ciltte kızarıklık, kötü koku veya iltihaplanma görülürse çocuk hekimine götürülmelidir.
Gaz Çıkarma Çabaları
Bebeklerin sindirim sistemleri doğumdan sonra da gelişmeye devam eder. Mideleri çok küçüktür ve çabuk dolar. Gaz birikir. Anne sütü içen bebeklerin gazını çıkartmak için bebekler kucağa alınarak el kubbe şeklinde tutularak sırtlarına vurulmalıdır. Bu sayede bebeğin gazı çıkar. Bebek gazı çıkartılmadan uyutulursa huzursuzlanabilir, rahat bir uyku uyumayabilir ve ağlamaya başlar. O nedenle her beslenmeden sonra gaz çıkartma işlemi tekrarlanmalıdır.
Bebeğimin İlk Banyosu
Anne ve babalar bebeklerinin ilk banyosu için çok heyecanlanır. Bebeği kim tutacak? Suyun sıcaklığı nasıl? Üşüyor mu? gibi düşüncelere kapılmadan planlı bir şekilde hareket etmeniz bebeğinizin ilk banyosunu çok keyifle tamamlamanızı sağlar. Bebek banyosu çok kısa sürer. 5 dakikada hızlıca bebeği yıkayıp giydirebilirsiniz.
Bebeği yıkamadan önce odasının ısısını kontrol edin. Kıyafetlerini, havlusunu hazırlayın. Bebek şampuanını küvetin kenarına koyun. Küvete ayrı bir kova içerisinde ılıttığınız (bebek termometresi ile suyun sıcaklığını belirleyebilirsiniz) suyu dökün. Biriniz bebeği tutarak diğeriniz bebeğin önce ön yüzeyini maşrapayla su dökerek yıkayın. Sonra arkasını çevirerek yine bedenine su dökün. Bebekler kafalarından üşür bu nedenle bebek banyosunda bebeği başı en son ıslatılmalıdır. Bebek yüz üstü aşağı eğik şekilde iken baş ıslatılıp şampuanla yıkanarak durulanmalıdır. Bebek hızlıca bornozuna alınıp kutulayıp, bezi takılıp giydirilmelidir. Bebeklerin tırnakları ilk zamanlarda çok yumuşaktır. Elle bile minik şekilde kopartılabilir veya bebek tırnak makası ile kesilebilir. Kulak içleri bezle kurulanmalı saçları yumuşak bebek fırçaları ile taranmalıdır.
Lohusalık sendromu
Bebekler ilk 40 gün yeni geldikleri dünyaya nasıl alışmaya çalışıyorlarsa anneler de gebelikten sonra yavaş yavaş gebelik öncesi biyolojik yapılarına dönmeye başlarlar. Rahim küçülür, hormonlar değişmeye başlar, duygular değişir. Emzirme en önemli konuların başına gelir. İşte bu süreç anne için lohusalık dönemi olarak adlandırılır. Anne ile bebek bu süreçte birbirlerine uyumlanma ve bağlanmayı sağlar. Anneler hormonların etkisi ile kimi zaman mutluyken bir anda ağlamaya başlayabilir. Bu çok doğal bir tepkidir. Bazı anneler emzirmeyi ve bebeğe bakabilme sürecini artan kaygılarla sürdürmeye çalışırken iyi tolere edemez. İşte o zaman lohusalık bunalımı denilen ve psikolojik olarak profesyonel bir uzmandan destek alınması gereken durumlar yaşanabilir.
Annenin Beslenmesi ve Öz Bakımı
Doğumla birlikte anneler sadece bebekleriyle ilgilenirler. Günlerini ve gecelerini tümüyle bebeğin beslenmesi, bakımı ve uykusu ile geçirirler. Ancak annenin bu süreçte sağlıklı beslenmesi, öğün atlamaması, bebeğin uyuduğu zamanlarda kısa süreli de olsa uyuması, bol su içmesi, kendi öz bakımlarını yapması, bebeğini kısa süreler dahi olsa yakınlarına emanet edip küçük yürüyüşler yapması çok önemlidir. Tüm bu doğal akış annenin sütünün daha iyi gelmesine, bebeğin iyi gelişmesine annenin de psikolojik olarak kendisini daha iyi hissetmesine destek olacaktır.