Çocuğunuza karşı sabrınızı nasıl artırabilirsiniz?
Çocuk büyütürken anne babaların ihtiyacı olan en önemli şey “sabır”. Çünkü onların çocuklarına göstereceği sabır; çocuğun karakterinin oluşmasında da oldukça etkili!
Anne-babaların çocuk disiplininde en çok zorlandığı konulardan biri de sabırlı olmak. Uzmanlarsa her fırsatta anne-babaları sabırlı olmaları gerektiği yönünde uyarıyor ve sabrın aile içi doğru iletişimin “altın anahtarı” olduğu üzerinde duruyorlar. Peki çocuklara karşı hangi konularda sabırlı olmak gerekiyor? Ve çocuğun, anne babasından gördüğü sabrı suistimal etmesini engellemek mümkün olabilir mi? İşte Psikolog Serap Duygulu’nun bu konu konuda anlattıkları…
Doğru iletişim önemli!
Hepimizin bildiği üzere çocuklar son derece hareketlidirler. Çocukluğun hemen hemen her aşaması anne babalar için zorlayıcı ve yıpratıcı birtakım süreçlerden oluşur. Bu süreçlerde, çocukla sağlıklı bir ilişki ve iletişim kurabilmek hem önemlidir hem de çocuklar için doğru model olunabilmesi açısından gereklidir. Anne babalar çocukların bu hareketli yapıları nedeniyle sabır göstermekte sıkıntılar yaşarken aslında en temel duyguları, çocuklarını olası tehlikelerden korumak ve doğru yetişmiş sağlıklı bireyler olarak hayata hazırlamaktır. Ancak bazı kişilik özellikleri kontrol dışıdır ve uygulamaya çalıştığınız bütün eğitimleri etkisiz bırakabilir. Uyum ve davranış sorunları gösteren çocuklar farklı sorunlar yaşayabilir ya da yaşatabilirler. Özellikle sosyal alanlarda ortaya çıkan yapısal özellikler çocuğun pek çok güçlükler yaşamasına neden olabilir. Bütün iyi niyetli yaklaşımlarınıza, sabırlı davranmaya çalışmanıza rağmen zaman zaman başa çıkmakta oldukça zorlanabilir, nasıl davranacağınızı bilemediğiniz anlar yaşayabilirsiniz.
Anne baba tutumları
Çocuklara karşı sabırlı olmak için nelere dikkat etmemiz gerektiğine göz atmadan önce, anne-babaların çocuklarıyla olan ilişkilerinde benimsedikleri yöntemlere bakmak gerekir:
Pasif Yaklaşım: Çocuğun, hemen her konudaki davranışlarına olumlu ya da olumsuz ayrımı yapmadan seyirci kalan anne babaların tutumudur. Çocuğun bütün istekleri yerine getirilir.
Saldırgan Yaklaşım: Çocuğun, ailesi tarafından aşağılandığı, azarlandığı hatta şiddet gördüğü yaklaşım türüdür.
Yönetme Odaklı Yaklaşım: Çocuğun davranışlarını kendi istediği biçimde yönlendirmek amacıyla her tür duygusal ve psikolojik baskı yoluna başvuran anne-babaların tutumu bu başlık altında yer alır. Ayrıca çocuk, hep başkalarıyla kıyaslanır ve yetersiz olduğu duygusuyla büyür.
Olumlu Yaklaşım: Çocuğuyla sağlıklı iletişim kurmanın yolunu bilen anne-babaların yaklaşımıdır. Bireylerin uyması gereken kurallar net ve belirlidir. Herkes birbirinin sınırlarını bilir, saygı gösterir. Sorumluluk alma ve davranışın sonuçlarına katlanma bilinci vardır. Çatışmalardan uzlaşmayla çıkılır.
Öneriler…
Çocuklarınız yaramazlıklarıyla sizi üzebilir, siz de elinizde olmadan kızıp öfkelenebilirsiniz ama onların çocuk olduğunu unutmamak gerekiyor. Evet, bazen çocuklar sabrınızı suistimal edip üzerinize gelerek sizi zorlayabilir ama ne olursa olsun her zaman onların çocuk olduğunun bilincinde olup kontrollü davranmak gerekiyor. Siz anne baba olarak çocuğunuza karşı doğru bir tutum sergilerseniz hem daha sabırlı olursunuz hem de onun karakterinin doğru oluşumunda faydalı olursunuz. İşte size sabrınızı arttıracak ve çocuğunuzla iletişiminizi güçlendirecek öneriler:
Çocuklarınızın kendi deneyimlerini kazanmasına fırsat tanıyın. Hatalar yapmasına izin verin. Çocuklar kendi doğrularını böyle bulacaktır. Yanlışlar yaptığında sonuçlarıyla yüzleşmesini sağlayın. Davranışlarının neye yol açtığını görmeyen çocuk, ısrarla aynı yanlışı yapmaya devam edecektir. Yanlışları kızıp bağırarak doğruya götüremezsiniz.
Sorunlarını siz çözmeyin, kendisinin çözmesine izin verin. Bize göre önemsiz gibi görünseler bile çocuklarımızın da kendilerine göre sorunları vardır. Arkadaşlarıyla ya da okuluyla ilgili problemlerinde önce kendisinin adım atmasını sağlayın. Siz hemen devreye girip çözüm hazırlamayın. Sabırlı davranın, bekleyip olayın soğumasına zaman tanıyın.
Çocukla ilgili her kararı, anne ve baba olarak ortak alın. Çocuğa karşı aynı kararlı ve tutarlı davranışı sergileyin. Olumlu ya da olumsuz bir davranışta ebeveynlerden birinin gösterdiği tavrı diğeri de desteklemeli. Bir tarafın “Olmaz” dediğine diğer taraf “Bir kere de böyle olsun, bir şey olmaz.” dememeli.
Çocuğunuza önem verdiğinizi her fırsatta hissettirin. Değer verildiğini bilmek, çocuğun kendisini güvende ve mutlu hissetmesini sağlar. Bunu ifade etmenin 1001 yolu vardır. Mutlaka bir gerekçeye ihtiyaç duymayın. Sizin için ne kadar önemli olduğunu, onu ne kadar sevdiğinizi duymak her çocuğun istediği bir şeydir. Çocuklar çok sevildikleri için değil, tutarsız ilgi ve sevgiden dolayı sorun yaşatırlar.
Olumsuz davranışlar karşısında yaşadığınız duygu durumunu açıkça ifade etmekten çekinmeyin. Kızgınsanız, üzgünseniz, hayal kırıklığı yaşıyorsanız bunu dile getirin. “Şu an çok kızgınım!”, “Bu davranışın beni çok üzdü.” gibi. Kızgınken duygularınızı ifade etmezseniz, sonradan daha kırıcı olabilirsiniz. Duygularınızı ifade etme konusunda sabırlı davranmayın.
Komutlar ya da emirler vermek yerine beklentilerinizi ifade edin. Örneğin; “Bu şekilde bağırmak ya da ağlamak yerine benimle konuşmanı tercih ederim.” ya da “Hemen odanı topla.” yerine, “Bu odayı derli toplu görmek istiyorum.” diyebilirsiniz.
Küçük yaş çocukları ve ergenlik dönemindeki gençler, öfke nöbetleri yaşayabilirler. Böyle anlarda onunla tartışmak, bağırmak, azarlamak sorunu çözmez. Bir süreliğine olayı soğumaya bırakıp, sabredin. Ortalık sakinleştikten sonra konuşmayı deneyin.
Yanlış davranışlarının sonucuyla çocuğu baş başa bırakın. Sorunu çözme şansı tanıyın. Örneğin; masaya su dökmüşse, onun temizlemesini sağlayın. Bunu yaparken, cezalandırıcı bir tutum izlemeyin. Ama işlemin yapılmasını bekleyin ve sabırlı olun.
Çocuğunuzla zaman geçirmeye özen gösterin. Birlikte, bazı faaliyetler yapmak, oyunlar oynamak sağlıklı aile ve çocuk iletişiminin yolunu açacağından uygulamaya çalıştığınız eğitim ve disiplin kurallarını benimseyecektir.
Onu gerçekten dinleyin. Dinliyormuş gibi yapmayın. Anlattıkları önemli ipuçları içeriyor olabilir. Birçok sorunu daha sorun haline gelmeden önlem alarak ortadan kaldırabilirsiniz. Çocuk hevesle size bir şeyler anlatmak istediğinde “Şimdi film izliyorum, sonra anlatırsın.” diyerek konuşma çabasını kırmayın, konuşmayı ertelemeyin.
Çocuğunuzla konuşma tarzınızı gözden geçirmenizde fayda var. Suçlayıcı, hedef gösterici olan “sen dili” yerine “ben dili”ni kullanmaya çalışın. Sen dilinde muhatap karşınızdaki insandır ve böyle bir konuşmada savunmaya geçer.
Kaynak: Sabah