Annelerin Suçluluk Duygusu
Çalışan çalışmayan pek çok annenin ortak sorunu çocuğu ile ilişkisinde yaşadığı suçluluk duygusudur. Kimi anne yeterli zaman ayırmadığından kimi de kendisini yeterli görmediğinden ötürü suçluluk hissedebiliyor.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Bağdat Caddesi Polikliniği’nden Klinik Psikolog Özden Bademci Dandul, sık karşılaştıkları bu durumla ilgili olarak öncelikle suçluluk duygularının altında yatan nedenleri bulmanın önemli olduğunu belirtiyor: Annelerde çoğunlukla ortaya çıkan suçluluk duygusuyla ilgili olarak “Sanıldığı gibi ideal bir annelik tanımı yoktur. Anne çocuk ilişkisinde esas olan annenin kendi iç sesine, annelik iç güdülerine göre haraket etmesidir” diyor.
“Suçluluk duygusu, aslında sadece kadının anneliğinden ötürü suçluluk duyması değildir. Bu duygu durumuna eşlik eden temel duygu annenin kendini yetersiz hissetmesi halidir. Kadının bir birey olarak sadece çocuğunu değil, kendisini de ihmal etmesi sözkonusudur. O nedenle de bu durumu sadece anne-çocuk ilişkisi bağlamında düşünmemek gerekir. Suçluluk duygusu olarak ifade bulan duygunun içinde yetersizlik gibi farklı duygular vardır. Bize gelen annelerle öncelikle bu duyguları nedenleri ile birlikte anlamaya çalışıyoruz. Bu sayede bir taraftan annenin farkındalığı artarken bir taraftan da daha önce sadece suçluluk olarak ifade ettiği duyguları artık çeşitli duygu ve düşüncelerle ifade etmeye başlıyor. Böylece annenin duygusal olarak bağımsızlaşması da söz konusu oluyor.”
Dandul, suçluluk duygusunun sadece çalışan annelerde değil evdeki annelerde de olabildiğini belirtiyor: “Anne çalışıyorsa ve uzun saatler dışarıdaysa, duyduğu suçluluk duygusunu daha kolay ifade edebiliyor. Çünkü en azından çalışıyorum o nedenle çocuğumla daha az vakit geçiriyorum diyebiliyor.
Çalışmayan anneler için böylesi bir görünen gerekçe olmadığından daha endişeli olabiliyorlar. Kimi zaman anne bilinç düzeyinde suçluluk duygularının farkında bile olmayabiliyor. Kendisini yetersiz ve suçlu hissettiği için bazı şeylerin üzerinde çok fazla durabiliyor. Sözgelimi anne, çocuğunun beslenmesi, temizliği, eğer çocuk okula gidiyorsa okul başarısı üzerinde çok fazla durabiliyor. Fiziksel beslenmeye vurgu yapan annenin aslında duygusal olarak çocuğunu besleyememesiyle ilgili yaşadığı yetersizliği telafi edebilmek amacıyla bilinç-dışı olarak fiziksel beslenmeye vurgu yaptığı ortaya çıkıyor.”
Çocukla az vakit geçirdiği için kendini kötü hisseden annelere “Birebir zaman geçirmek elbette önemli. Ama burada altı çizilmesi gereken nokta ne yaptığınız değil, nasıl yaptığınızdır” diyen Psikolog Özden Dandul şunları söylüyor:
“Bütün mesele çocukla doğallığı içerisinde zaman geçirmek. Bence nitelikli zamanın bir tek kriteri var. Eğer anne-baba çocuğuyla birlikte olmaktan keyif alıyorsa, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsa, bu nitelikli zamandır. O sırada bulaşık da yıkayabilirler, kek de yapabilir, alışveriş de yapabilirler. Geçirilen zamanın süresi değil niteliği önemlidir.”
Dandul, çalışan annelere öncelikle kendilerini duygusal anlamda “beslemelerini” öneriyor. Duygusal anlamda “beslenen” annenin çocuğunu “besleyebileceği” üzerinde duruyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Bağdat Caddesi Polikliniği’nde kendisinin gerçekleştirdiği “Mutlu Anne Mutlu Bebek” toplantılarının da bu amaçla oluşturulduğunu belirtiyor.